6 Şubat 2016 Cumartesi

I.Dünya Savaşı Gazisi Hacı Mehmet Çolak


Mehmet Çavuş, I. Dünya Savaşı sırasında Filistin Cephesinde İngilizlere karşı savaşıyor. Öyle bir zaman geliyor ki, takım komutanı şehit düşüyor ve Mehmet takımda tek çavuş olarak kalıyor. Muharebe sırasında bir ara yakınına top mermisi düşüyor, toz duman içinde kalan siperdeki Mehmet Çavuş’un sol kolunu şarapnel götürüyor. Fakat yara daha sıcak olduğu için kolunun koptuğunun farkına varamıyor. Çavuş Mehmet etraftaki durumu öğrenmek için siperden fırlamak istediğinde kolu yere yetişmiyor. Toz duman dağılınca sol kolundan damarların sarktığını görüyor. Kolunu ordudaki Ermeni bir doktor tedavi ediyor.

Daha sonra Genelkurmay Başkanlığından ordudaki sakatların ayrılması için emir geliyor. Çavuş Mehmet’in ayrılmasını istemeyen takımdaki silah arkadaşları ağlamaya başlıyorlar. Bunun üzerine Çavuş Mehmet sakata ayrılmaktan vazgeçip takımı komuta etmeye devam ediyor. Sonrasında tek kollu olduğu halde birliğiyle savaşmak üzere Hicaz ve Yemen taraflarına daha güneye gönderiliyor. 2 yıl kaldığı Mekke’de asker hacı da oluyor. Mekke’deki görevi sırasında İngilizlere esir düşüyor.

İngilizler esirleri Mekke’den Mısır’a götürüyorlar. Yolda Kızıldeniz’den geçerken Çavuş Hacı Mehmet’in bulunduğu gemi, şap kayalarının arasında sıkışıyor. Gemiyi buradan kurtarabilmek için bütün erzak çuvallarını atıyorlar. Mısır’da 2 yıl esaret altında kalan Türk askerleri yapılan mübadele sonrasında Türkiye’ye gönderiliyorlar. Askere gittikten 10 sene sonra köyü Salavatlı’ya (Aydın Vilayeti, Nazilli Kazası, Sultanhisar Nahiyesi) dönen Çavuş Hacı Mehmet’i herkes öldü sanıyor. Bu yüzden köye dönüşü ailesi ve dostları arasında şaşkınlıkla birlikte büyük sevince yol açıyor.

Savaş sonrasında gazilere malullük maaşı bağlanmaya başlıyor. Fakat Hacı Mehmet Çavuş, savaş sırasında sakata ayrılmayıp orduda kaldığı için malullük maaşına hak kazanamıyor. Bunun üzerine Hacı Mehmet Çavuş Nazilli Askerlik Şubesine başvuruyor. Nazilli’den gerekli evrakla birlikte Ankara’ya gönderiliyor. Ankara’da Genelkurmay Başkanlığında yapılan imtihanda gerçekten gazi olduğu tescil ediliyor. İmtihan ise askeri arşivlerden soru sormak suretiyle yapılıyor. Sonrasında ise kendisine malullük maaşı bağlanıyor ve birikmiş aylıkları da geriye dönük olarak ödeniyor. Soyadı kanunu çıktıktan sonra da Çolak soyadını alıyor.

Anlatan: İbrahim Çolakoğlu (Hacı Mehmet Çavuş’un oğlu)

Yazan: Selçuk Çolakoğlu (Hacı Mehmet Çavuş’un oğlu Mehmet’in torunu)

         Yazılma Tarihi: 16 Kasım 1997