14 Haziran 2016 Salı

MACAR BÜYÜKELÇİLİĞİNDE İFTAR YEMEĞİ

MACAR BÜYÜKELÇİLİĞİNDE İFTAR YEMEĞİ


09 Haziran 2016 Perşembe 22:39
Macaristan Ankara Büyükelçisi Gábor Kiss ve eşi Dora Kiss, Ankara Hilton Hotel'inde iftar yemeği verdi.
Türkiye'de göreve geldiğinden beri birçok Ramazan iftar sofrasında dostlarıyla birlikte bulunduğunu belirten Büyükeçli Gábor Kiss ve eşi Dora Kiss, Türk ve müslüman geleneklerine uygun geniş katılımlı bir iftar sofrası kurdu.

Büyükelçilik rezidansında planlanan, ancak Ankara'daki hava muhalefeti dolayısıyla Hilton Ankara Hotel'de gerçekleştirilen iftar sofrasını ilk kez gerçekleştirmenin gururunu da yaşadı. İftara diplomasi, siyaset, sanat, akademi, iş camiası, sivil toplum kuruluş temsilcilerinden çok kalabalık katlım oldu.

Macaristan Kayseri Fahri Konsolosu ve Türk Macar İşadamları Derneği (TÜMİŞAD) Başkanı Osman Şahbaz'da Budapeşte'den Ankara'ya gelerek büyükelçi Kiss'in iftar sofrasında yerini aldı.

Hacı Bayramı Veli Camii İmam Hatibi Hafız Yunus Koçan Hocaefendinın okuduğu Kuran-ı Kerim tilavet aşrı şerif  ve ezan ile iftar açıldı.
Büyükelçinin konuşması öncesinde iftar davetine yoğun proğramları nedeniyle katılamayan Belediye Başkanları, Milletvekilleri, Bakanlar ve TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın göndermiş olduğu tebrik telgrafları okundu.

Terörün her türlüsünü lanetliyor, Acılarınızı yüreğimizde hissediyoruz

Büyükelçi Kiss yaptığı  konuşmada '' Tüm müslümanlarınn Ramazan ayını tebrik ediyorum. İftar aile ve dostların biraraya gelmesine fırsat sağlamaktadır. Dotlarımızı bu iftar vesilesiyle bu akşam yeniden gördük. Hepimiz bu Ramazan ayının değerinin farkındayız. Sevgi ile birbirimize bakmalıyız. Mevcut dünya ihtilaflı ve çok zorluklar içinde geçmektedir. Bizler dostluğu ve sevgiyi büyütmeliyiz. İstanbul'da dün terör saldırısını büyük üzüntü ile duyduk, Üzüntünüzü paylaşıyoruz. Terörün her türlüsünü lanetliyoruz. Acılarınızı yüreğimizde hissediyor ve Macar milleti adına terörün içimize korku salmasına izin vermeyeceğiz. İzin verirsek terör gelip gelir. Güven, dostluk ve dayanışma kazanması lazım, onun için bu akşam burada iftardayız. Yeryüzünde birçok medeniyetler ve dinler vardır. Barış için birbirimizle dayanışma içinde olmalıyız'' dedi.

İlişkilerimiz karşılıklı sevgi ve hoşgörü çerçevesinde daha da güçlenecektir

Macaristan Fahri Konsolosu Osman Şahbaz ise '' Müslümanlar ve Türk milleti için mübarek bir ibadet olan Ramazan ayında bizleri biraraya toplayıp iftar vermeniz hepimizi onurlandırmıştır. Bu erdemli davranışınızdan dolayı saygılarımı ve şükranlarımı sunarım. Macaristan gibi dost ve kardeş ülkenin böyle mübarek bir akşamda güzel bir iftar organizasyonu ile Macar ve Türk dostlarını biraraya getirmiştir. Böyle organizasyonlar ile iki dost ülke arasındaki dini ve kültürel hassasiyetler karşılıklı sevgi ve hoşgörü çerçevesinde daha da güçlenecektir. Güven ve samimiyetle sağladığımız bu birlikteliği, varolan diyalog ile daha güçlü kılacağımıza inanıyorum'' dedi.

İftara Macaristan Kayseri Fahri Konsolosu ve Türk Macar İşadamları Derneği Başkanı Osman Şahbaz, Ak Pari Bursa Milletvekili ve Türk Macar Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Av. İsmail Aydın, TC  Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı Dr. Fuat Oktay, Avrupa Birliği Bakanlığı Müstaşar Yardımcısı Ahmet Yücel, TC Başbakanlık Türk Dil Kurumu Başkanı Prof.Dr. Mustafa S. Kaçalin, Yunus Emre Enstitüsü Başkan Yardımcısı Dr. Ebubekir Ceylan, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, Demet Sabancı Çetindoğan, Ankara Üniversitesi DTCF Hungaroloji Bölüm Başkanı Doç.Dr. Erdal Çoban, Tarih Bölüm Başkanı Prof.Dr. Neşe Özden, Tekirdağ Macar Dostluk Derneği Başkanı Güneş Gürseler, İstanbul Türk Macar Kültür ve Dostluk Derneği Başkanı Dr. Erdal Şalikoğlu, USAK Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Selçuk Çolakoğlu, Koç Holding'ten Ufuk Çıplak, Rönesans Holdinten Zafer Akcasu, Gama'dan Oğuz Alp, revaber'den Taha Murat, FIU'dan Mine Üçer, Doğuş Grubundan Av. Müge Pekcan Arıkan, Büyükelçilik çalışanlarıyla birlikte geniş katılım oldu.

İftar proğramı sonrasında misafirlere ayrı ayrı hediye paketi takdim eden Büyükelçi, misafirlerini tek tek yolcu etti, Dr. Erdal Şalikoğlu Macar ve Türk halk ezgilerini sazı ile seslendirerek geceye renk kattı.

    6 Şubat 2016 Cumartesi

    I.Dünya Savaşı Gazisi Hacı Mehmet Çolak


    Mehmet Çavuş, I. Dünya Savaşı sırasında Filistin Cephesinde İngilizlere karşı savaşıyor. Öyle bir zaman geliyor ki, takım komutanı şehit düşüyor ve Mehmet takımda tek çavuş olarak kalıyor. Muharebe sırasında bir ara yakınına top mermisi düşüyor, toz duman içinde kalan siperdeki Mehmet Çavuş’un sol kolunu şarapnel götürüyor. Fakat yara daha sıcak olduğu için kolunun koptuğunun farkına varamıyor. Çavuş Mehmet etraftaki durumu öğrenmek için siperden fırlamak istediğinde kolu yere yetişmiyor. Toz duman dağılınca sol kolundan damarların sarktığını görüyor. Kolunu ordudaki Ermeni bir doktor tedavi ediyor.

    Daha sonra Genelkurmay Başkanlığından ordudaki sakatların ayrılması için emir geliyor. Çavuş Mehmet’in ayrılmasını istemeyen takımdaki silah arkadaşları ağlamaya başlıyorlar. Bunun üzerine Çavuş Mehmet sakata ayrılmaktan vazgeçip takımı komuta etmeye devam ediyor. Sonrasında tek kollu olduğu halde birliğiyle savaşmak üzere Hicaz ve Yemen taraflarına daha güneye gönderiliyor. 2 yıl kaldığı Mekke’de asker hacı da oluyor. Mekke’deki görevi sırasında İngilizlere esir düşüyor.

    İngilizler esirleri Mekke’den Mısır’a götürüyorlar. Yolda Kızıldeniz’den geçerken Çavuş Hacı Mehmet’in bulunduğu gemi, şap kayalarının arasında sıkışıyor. Gemiyi buradan kurtarabilmek için bütün erzak çuvallarını atıyorlar. Mısır’da 2 yıl esaret altında kalan Türk askerleri yapılan mübadele sonrasında Türkiye’ye gönderiliyorlar. Askere gittikten 10 sene sonra köyü Salavatlı’ya (Aydın Vilayeti, Nazilli Kazası, Sultanhisar Nahiyesi) dönen Çavuş Hacı Mehmet’i herkes öldü sanıyor. Bu yüzden köye dönüşü ailesi ve dostları arasında şaşkınlıkla birlikte büyük sevince yol açıyor.

    Savaş sonrasında gazilere malullük maaşı bağlanmaya başlıyor. Fakat Hacı Mehmet Çavuş, savaş sırasında sakata ayrılmayıp orduda kaldığı için malullük maaşına hak kazanamıyor. Bunun üzerine Hacı Mehmet Çavuş Nazilli Askerlik Şubesine başvuruyor. Nazilli’den gerekli evrakla birlikte Ankara’ya gönderiliyor. Ankara’da Genelkurmay Başkanlığında yapılan imtihanda gerçekten gazi olduğu tescil ediliyor. İmtihan ise askeri arşivlerden soru sormak suretiyle yapılıyor. Sonrasında ise kendisine malullük maaşı bağlanıyor ve birikmiş aylıkları da geriye dönük olarak ödeniyor. Soyadı kanunu çıktıktan sonra da Çolak soyadını alıyor.

    Anlatan: İbrahim Çolakoğlu (Hacı Mehmet Çavuş’un oğlu)

    Yazan: Selçuk Çolakoğlu (Hacı Mehmet Çavuş’un oğlu Mehmet’in torunu)

             Yazılma Tarihi: 16 Kasım 1997